9 Ocak 2010 Cumartesi

Coriolanus

Her hafta bir etkinlik yapmak hoşuma gidiyor. En azından kişisel gelişim açısından olumlu sonuçlar doğurduğuna inanıyorum. Bu bir tiyatroya gitmek olabilir, müzikale gitmek, sergi veya müze gezmek, konferanslara ve seminerlere katılmak olabilir. Geçen gün tiyatroya gitmeye karar verdim. Çocukluğunda birçok oyun izlemiş birisi olarak yarı eleştirmen yarı seyirci gözüyle izledim. Ocak 2009 oyunlarını gözden geçirdim. Birçok oyun vardı ve hepsi hakkında kısa özetler mevcuttu. Ama yine de içlerinden bir tanesi basbas bağırıyordu . Tabi ki bir William Shakespeare eseri olan "Coriolanus" ...


Oyunumuzu seçtik ve Kağıthane Sadabad Sahnesinde (İstanbul) izledik. İşin ucunda William Shakespeare olunca oyunun biraz ağır olma ihtimalini göze aldıydık. Gerçekten de her gidenin algılayabileceği veya ses çıkarmadan oturabileceği bir oyun değildi. Ama konu gayet güzel bir şekilde işlenmişti. Genel olarak sınıf farklılıkları arasındaki çıkar, menfaat çatışmaları ve bunların uğruna verilen mücadeleler denilebilir. Sahne tasarımı ve işin görsel boyutu gerçekten güzeldi. Köprü ve ışıklandırılması, arkadaki perdede bulunan yırtıklar vs.

Zengin oyuncu kadrosuna sahip bir oyun. Herşey güzeldi. Ama ikinci perdedeki ses sistemi problemleri olmasaydı daha iyi olurdu. Girilen gerilim müzikleri aniden son bulacağına yavaş yavaş kesilseydi daha doğal olabilirdi. Yine ikinci perde de oyuncunun haykırışı sırasında aşırı açılan gerilim müziği bazı sözlerin duyulmamasına da neden oluyor. Gözüme çarpan ama oyuna gölge düşürmeyen eksikliklerdi bunlar. Bence herşeye rağmen güzeldi. Kesinlikle gitmenizi tavsiye ettiğim bir tiyatro oyunu. Oyun hakkında bilgi alabilir yer ayırtabilirsiniz. İyi seyirler...


Facebook'ta Paylaş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder